Bilindiği üzere, ihracat bedellerinin yurt içine getirilmesi yasal bir zorunluluktur. Bu bağlamda; ihracatçı, aracı banka / banka ve idare bu süreçte üçlü saç ayağının vazgeçilmez öğelerini oluşturmaktadır.  

    

İhracat bedelinin tahsilinden ve ihracat hesabının yurda getirme süresi içinde kapatılmasından ihracatçı sorumludur.  

  

İhracata aracılık eden banka ise; bilgisi dâhilinde olan beyannamelerle ilgili ihracat bedellerinin yurda getirilmesini, kabulünü izlemekle ve ilgili indirim ve mahsup işlemlerini gerçekleştirmekle yükümlüdür.  

  

Yukarıda yer alan açıklamalardan da görüleceği üzere; ihracat genelgesi, aracı banka / banka ve ihracatçıya yasal sorumluluklar yüklemiştir.  

  

 İhracatçının; aracı banka / banka ile senkronizasyonu sağlaması, aracı banka / bankaya gerçekleştirmiş olduğu ihracat / ihracatlar ile ilgili belge ve bilgilerin zamanında ulaşımını koordine etmesi bir zorunluluktur.  

  

 Aracı bankanın da; kendisine zamanında ve eksiksiz olarak ulaşan belge ve bilgiler ve yasal mevzuatlar ışığında mükellefin idareye ihbarı noktasında gereken hassasiyeti göstermesi beklenir.  

  

İhracatçı, aracı banka / banka arasındaki mevzuat ve süre bağlamında yaşanan problemlerin devamı noktasında idareye yapılan ihbarlar neticesinde takdir yetkisinin Cumhuriyet Savcılıkların da olması hasebiyle idare tarafından yargı süreci başlatılmaktadır.  

  

İdari sürecin yargı uyuşmazlığına intikal etmemesi adına; ihracatçı, aracı banka / banka ve idarenin kendi dinamikleri ile ilgili iç denetim mekanizmasını sağlıklı bir şekilde yürütülmesi önem arz etmektedir.  

  

Açıklandığı üzere, konusunda uzman ekibimiz ile ihracatçı, aracı banka / banka ve idare arasında yaşanan, idare hukuku, vergi hukuku ve gümrük mevzuatı kapsamında usul, esas ve süre yönünden ortaya çıkan sorunların tespiti ile gerek yargıya intikali öncesinde gerekse mevcut yargısal sürecin takibinde danışmanlık hizmeti alınması tavsiye edilmektedir.